Siyaset
Müslüman Kardeşler yenilgiye doymuyor...
Laik Nida Tunus Partisi geçtiğimiz ay yapılan seçimlerde kazandığı başarının ardından
Pazar günkü seçimleri de kazandı. Müslüman Kardeşler ise bir ay içinde ikinci büyük yenilgisini yaşadı.
Tunus’da pazar günü ilk turu yapılan başkanlık seçimlerinde Tunis Nida’nın adayı cumhuriyetçi Kaid el Sipsi oyların % 42’sini alırken, Müslüman Kardeşler’in desteklediği Mazruki % 31’de kaldı. Halk Cephesi’nin adayı Hammadi ise oyların % 10’unu aldı.
Müslüman Kardeşler bir ay içinde ikinci seçim yenilgisi ile karşılaştı, bir kez daha Nida Tunis’in gerisinde kaldı. İki adayın yarışacağı ikinci turda cumhuriyetçi aday El Kaid el Supsi’nin cumhurbaşkanlığı seçimini kazanması bekleniyor. Mısır’ın ardından Tunus ta Müslüman Kardeşler’in yenilgisi anlamlıdır. Domino etkisi yaratabilir.
ARAP BAHARI'NIN GELDİĞİ NOKTA...
Olayların başlangıcını 2010’un aralık ayına kadar götürmek gerekir. Arap dünyasına yayılan, kimilerince Arap baharı olarak adlandırılan olayların rengi kısa sürede belli oldu. Batı medyasının Arap Baharı Tunus’lu dostların deyişi ile aslında “Siyonist baharı “ idi. Ortadoğu’nun haritası yeniden şekilleniyordu.
Tunus bu süreçte kilit rol oynadı. En “laik” Arap ülkesi olarak bilinen ülkede kurucu devlet başkanı Burgiba hedef alındı, itibarsızlaştırıldı. İslam dünyasının RT Erdoğan’la birlikte manevrada en becerikli politikacılarından Raşit Gannuşi Londra’daki sürgünden döndü. Diktatör Bin Ali kaçtı.
İç ve dış güçler yeni bir Tunus yaratmaya kalkıştılar. Gannuşi’nin partisi En Nahda kilit rolü üstlendi. Medya gürültüsünün sersemlettiği halk saşkınlık içindeydi; olayların akışına kendisini bıraktı. Ekim 2011’deki Kurucu Meclis seçimlerinden Gannuşi galip çıktı. Fransa’dan ithal edilen “İnsan Hakları”savunucusu Mazruki ve sosyal demokratlar Nahda’ca kurulan hükümete katıldı. Marzouki, 2011’de Nahda’nın desteğiyle Cumhurbaşkanı seçildi.
DÖNÜM NOKTASI: BELAİD CİNAYETİ!
En Nahda giderek politikalarını sertleştirdi. Şiddet eylemlerine yöneldi. Cumhurbaşkanı Marzuki “Enşar Şeriya” adındaki terör örgütünün temsilcilerini kabul etti. Dönüm noktası Halk Cephesi lideri Şükrü Belaid’in 6 Şubat 2013’de evinin önünde katledilmesi oldu. Başkent Tunis’te bir milyon kişi, öteki kentlerdeki göstericilerle birlikte milyonlarca kişi cenazeye katıldı. Bu süreçte başı kadınlar çekiyordu. Belaid’in katlini Ekim 2013’ Nasırcı hareketin liderlerinden Brahimi cinayeti izledi.
Halk, En Nahda’yı başından atmaya karar vermişti. Çareler aranıyordu. Burgibia’nın eski bakanı Kaid el Sipsi öne çıktı. Kaid, Kurucu Meclisı yani demokrasiye geçişi de hazırlayan tecrübeli politikacı idi. 85’i aşan yaşından beklenmedik bir dinamizmle mücadele bayrağını kaldırdı. En Nahda’ya karşı Nida Tunus ( Tunus’un çağrısı) hızla yayıldı.Ekimi 2014 genel seçimlerini önde tamamlayan Tunis Nida, 23 Kasım’da başkanlık seçiminin ilk turunu önde tamamladı.
Kaid es Sipsi ‘nin programı yalın: Müslüman Kardeşler’i iktidardan uzaklaştırmak, öteki güçlerle birlikte Tunus’ta demokrasiyi inşa etmek. Kaid el Sipsi’nin Tunus’a büyük bir umut ve dinamizm getirdiği görülüyor.
Tunus’un geleceğini kısa erimde cumhurbaşkanlığı seçimleri belirleyecek. Nida Tunis’in zaferi Tunus’da En Nahda’yı, genelde Müslüman Kardeşler’i çok zora sokacak. Ne var ki herşey seçimlerle bitmiyor. Tunus’un orta erimde geleceği, Libya’nın kaderine yakından bağlı. Bu ülke ile sınırdaş Tunus, istikrarsız Libya yönünden saldırılara uğrayabilir. Şimdilerde İslamcıların dağlık alanlarda faaliyet gösterdiği biliniyor. Ne var ki, seçimleri yitiren bir En Nahda’nın başaşağı gideceği herkesin ortak kanısı. Bütün gözlemciler bu mücadelede kadınların oynadığı role işaret ediyor.
Cüneyt AKALIN - 25 Kasım 2014 - Aydınlık
- Ayrıntılar
- Kategori: siyaset
- 11 Ağustos 2017 tarihinde oluşturuldu